bugün
yenile
    1. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      haydar ergülen'e ait bir şiirdir --- spoiler --- 1. uzar yoksulların kışı tekrarlanmış bir aşkta çiçekler döker gibi, kar çağıran vakitlerin encamından habersiz alışılır mızrakların ortasında rüya bekleyişine çarşı iznine çıkmış bir güvercin taklidinin yoksuldur kar yağınca dem çeken bir güvercin, sınıfa giremeyen kumral kış öğrencisi telaşlı kar taneleri belki bir üzgün dalgıç inci olsa süzülüp bulur derinliği 2. gece ışığını bağışlamıyor kar cömert düşkurma balkonlarının kendini beğenmiş ikindisi hiç yaralanmamış ya topal bir usta gibi yürümeye düzayak uçurumlar öneriyor 3. diyelim ki şairsin, yüzünle yaşıyorsun, kalbin uzak takviminde yerleşik, şehre boğuk sesiyle ziller yağdıran tarih: karanlıkta izini süren tek gemi şimdi balkona çıksan sokaktan üç adam geçse birbirine benzemeyen ve birbirinin izinde biri sensin sularda boğulursun, biri sensin yaraların aşkın hükmünde, biri sensin ucuz acıları yüklenmiş çerçi, bakışınla başlıyor üç adamın tarihi bütün maceralar sonunda bir rapor oluyor rüzgar vurunca açılıyor kağıtlardan yelkenli sen kendine beyaz gemiler arıyorsun karanlıktan korkan bir deniz feneri gibi 4. dağ sensin dağdaki ateş ve yangına yürüyen ölü kalbin annesinden izinli imgeler evi bir yıldız: çocuk korkularının gizlediği renk bir lamba: aydınlattığı yere kan döküp bayılan kimse olayım diye ışıltısız suya karışan koşarken harflerini düşüren bir sözdür dünya, aşk: ayrılıkta yıkanmış o üzgün yazı bir kadın: rengini karartsa da azalmayan su aşklara susadıkça kendine uğramakta… kapanır perdesi geceevinin imgeler gider bir yüz kalır seyreldiği ayna içinde o sensin evinde uzakta nehir o sensin aynaya yakalanmış kuş güne beyaz kanatlarını katlamaya gölgeli omuzlarındaki rüzgar dar gelir 5. artık bir hecenin sesten silinme vakti yenik düşmüş sorular şehirden çekilmekte yorgun fiil ve kırılmış uyaklarıyla sözün kalesine utançla yürümekte ey şair ey küçük baba kim sözünü bu aynada kırarak dillendirir? 6. yoksulların kışı ölü şiirlere benzer sana da akşam olur ve evler bir minyatür gibi çekilir derin resmine kör ses ıssız dil ödünç şarkılar geceleyin bir suyu ele verirler artık mülksüz ve sahipsiz kalbindeki yangınla suyu barıştıran kül ya ölü bir ateş gibi geçer ardından ya kalabalık harflere benzetir bir kitapta en çok koyu ve dilsiz ah kış gömleğinde ter kurutan kardeşim kim aralar kalbindeki sırça örtüyü artık adın yok senin dalgınlığın yok aklına geldikçe kimseye sorma adın kış dersinde yoklamaya çağrılmış büyü ben anlarım masken olurum senin durmadan doyurmadan yokluğunu ağlayan yüzündeki o süssüz duruşun kaynağından erken sınavlara sürüldüğü --- spoiler ---